
uyumak istemiyorum geceleri artık, sabah olacak diye korkuyorum.. sabah olacak, aydınlıklar yine karanlığa boyanacak diye korkuyorum..
işte, bize yaptıkları bu. aydınlıklardan korkar hale geldik, karanlığa mahkum hissettiriliyoruz.. uyanmak, her uyanışta umutla güneşe bakmak bize hak değil sanki..
cehalet ile sarmalanmış bir toplum.. bilgesi de ölümle korkutulup susturulmaya, kaçırılmaya çalışılıyor. terör kılıflı, hak hukuk kılıflı senaryolarla canlar alınıyor, nefesler kesiliyor, hakmış gibi haklıymış gibi maskeler takılıyor sonra..
neresine girelim şimdi biz bu senaryonun? hangi role bürünelim? karanlıklarda boğulalım mı? hiç uyumadan sabahlara varmayalım mı? sabahlarda her gün ölüp sonra her gün yeniden dirilelim mi? napalım? nasıl yapalım?
bu para dediğin var ya.. ey insanoğlu! onu sen yarattın. bu taptığın paranın gücü, bu tanrın yaptığın kağıt parçasını sen yarattın. bu kadar mı zavallı, bu kadar mı acizsin? yarattığın yok iken sen vardın. daha fazlası için kana buladığın yeşiller, maviler bir gün senin yerine başkasını yaratırlar. seni de karanlığa gömerler. istesen de uyanamayacağın karanlığa.. çıkarı bıraksan, masumların çıkmazı olmaktan vazgeçsen ne olur sanki?
beyaz varken karayı seçmek neden? bu nasıl bir kandırılmışlık? bu nasıl bir vicdansızlık?
herkes suçlu.. suçsuz bir insan yok şu dünya üzerinde.. insan olmaktan dolayı suçluyuz artık biz. insanlığın suçu öyle büyük ki suçu işleyen de ona kurban olan da suçlu.. göz yumduğumuz her an, her saniye bir can gidiyor bir yerlerde. geri gelmiyor o can. imkanı var mı şimdi suçsuz insan bulmanın bu dünyada?
biz insanoğlu olarak suçluyuz.. bu bir toplu cinayet. hepimiz hepimizi öldürdük. geri dönüşü olduğunu artık pek sanmıyorum. belki başka hayatlarda.. ama bu dünyada artık ne umut ne de sevgi var..
seviyorum diyen, demesin.. sevmek çoktan suç artık..
benim umudum vardı, artık o da yok. ne sevmeye ne gülmeye gücüm kaldı.
gidilecek yer de yok. diğer şehirler farklı mı sanki? dünyayı tümden çöplüğe benzettik. en afilli yer, ö-kaka diye baktığımız yerden pis aslında. temiz kalmadı, çamaşır suyu döksek temizlenmez bu dünya..
geç, çok geç olunca dönülmez akşamın ufkunda oluyor vaziyet.. işte; artık vaziyet, o vaziyet..