
Hiç tanımamışsın kendini
30 yıl
Çok mu, az mı bilemiyorum
Kalkanlar sarmışsın kalbine
Kimse incitmesin diye
Hep kabuklu kalmışsın
En sertinden
Kimse soyup da tadına bakamasın diye
Belki de en çok seveceklerini
Yok saymışsın geçmişinde
Sonra acı mı gerçek mi
Ne yaşadığını anlamadığın şey
Kafandan aşağıya bir kova su dökmüş
Sudan çıkmış balığa dönmüşsün
Sürüne sürüne nefes almaya çalışmışsın
Derin kanamış
Hiç kolay olmamış
Sonra görmeye, nefes almaya, anlamaya başlamışsın
Koskoca 30 yıl sana neler yaptırmış
Nasıl harcamışsın gençliğini, yıllarını, insanlarını
Gözünden bir, iki, üç…
Damla damla yaşlar…
Geçmişe üzülmek..
Çaresi yok.
Üzülmemek gerektiğini anladığında
Her şeyin böyle olması gerektiğini anlamışsın
Çünkü bu senin sınavın, bu senin yolun
Sadece bu dünyadaki varlığına değil
En içteki kendine yolun
Ne garip diyorsun şimdi
Seni en çok üzen, en çok acıtan olmasaydı
Sen bugün hala 30’una 2 katmış olacaktın
Acıya selam etmeyi, acıya sevgi duymayı öğrenince
İşte, o zaman büyüyorsun.